Herkese merhaba, bir süredir yazamadım, düzenlemem gereken taslaklar var ama bakacak fırsat bile bulamadım. Değişik bir süreçten geçiyorum, ileride bu süreci nasıl hatırlayacağımı bilmiyorum umarım iyi anılar eşlik eder ve gülümseyerek hatırlarım.
2020'de yaşanan yerel 6.6, küresel 7.1 olarak açıklanan İzmir depreminde evi ağır hasar alanlardan biri de biziz. Nasıl oldu bilmiyorum hasar durumumuz orta hasar'a çekildi. Bu durumu anlayamadım zaten ağır hasarlı binalar orta hasarlı, orta hasarlı binalar hafif hasarlıya çekildi. Ülkemin anlamsızlığı işte. Binayı boşalttık bekliyoruz. Kentsel dönüşüm sürecine gireceğiz, yani öyle olmasını umuyorum. Nasıl olacak, ne olacak bilmiyoruz. İnanılmaz bir bilgi kirliliği var. Her birim birbirine gönderiyor, Bürokrasinin farklı birimleri arasında git gel yapıyoruz. X Bey Y Hanıma, Y Hanım A Müdürlüğe, A Müdürlük C Belediye'ye, C Belediye C Kaymakamlığa, ... şeklinde geziyoruz. Süreç konusunda devletin ilgilenmesi, belediyenin yardımcı olması gerekirken yalnız kalmış durumdayız. Müteahhitler ile görüşüp, kendi aramızda konuşup hiçbir şeyde uzlaşamadan dağılıyoruz. Bu gerçekliğimiz.
Hiç beklemediğim bir zamanda ve biçimde işe girdim. Tam bir sürpriz oldu. Çok iyi insanlarla birlikte çalışıyorum. Bu beni bir süre idare eder. Sorunsuz bir çalışma ortamı gerçekten önemli meğer yıllarca ne sorunlarla boğuşmuşum. Anlatsam 4.sezonluk dizi çıkar, olaylar olaylar.
Yine de mağazacılık yaparak ne kadar yaşanabilir bilmiyorum Hala içimde meslek değiştirme isteği var, bir zanaat öğrenmek istiyorum. Yenilikleri ve yeni şeyler deneyimlemeyi seviyorum. Gerçi bir mesleğim de yok. Üniversite okuduk diye mesleğimiz mi olacaktı ya da ilk girdiğimiz KPSS'de aldığımız yüksek puanla hemen memur mu olacaktık? Öyle bir dünya yok en azından bizim için öyle bir ülke yok, zaten memurluğun bana uygun olduğunu düşünmüyorum.